Jamaikalı müzisyen Robert Nesta (bilinen adıyla Bob) Marley, yalnızca ülkesinin ulusal müziği diyebileceğimiz reggae’nin ününü dünyaya taşımakla kalmamış, aynı zamanda kendisini bir özgürlük savaşçısı ve barış elçisi olarak var etmişti.
36 yaşındayken kanserden ölen Marley, hem müziğinin ritmiyle insanları anında yakalayarak, hem de verdiği barışçıl siyasi mesajlarla ülkesinin politik ortamına olumlu katkıda bulunarak bir efsaneye dönüşmüş oldu.
Marley’in adına, ailesinin de desteğiyle bu yıl bir belgesel çekildi. Ailenin onayladığı ilk film olma özelliğini taşıyan yapımın çekimleri Gana, İngiltere, ABD, Jamaika ve Japonya’da yapıldı. 2,5 saatlik filmin yönetmeniyse Kevin Macdonald. Aynı zamanda yapımcı ve yazar olan İskoç yönetmen, 1999 yapımı “Eylül’de Bir Gün” (“One Day in September”) ile “En İyi Belgesel” Oscar’ına, 2006’da çektiği “İskoçya’nın Son Kralı” (“Last King of Scotland”) ile de -İngilizlerin Oscar’ı sayılan- “Bafta” ödülüne layık görülmüştü. Belgeselde Bob’un röportajlarından ve konserlerinden, stüdyo görüntülerinden kesitlerin yanı sıra eşi Rita Marley, beyaz sevgilisi Cindy Breakspeare, oğlu Ziggy Marley ve kızı Cedella Marley’le, ayrıca plaklarının çıktığı Island Records’un kurucusu Chris Blackwell, The Wailers grubundan arkadaşları Peter Tosh ve Bunny Wailer gibi isimlerle yapılan görüşmeler de yer alıyor.
Filmin bir diğer özelliği, Marley’nin ailesinin özel arşivlerinin açılarak daha önce gün ışığına çıkmamış fotoğraf ve video kayıtlarını izleyiciyle paylaşması.
Oğlu Ziggy film hakkındaki düşüncelerini şöyle özetliyor: “Daha önce Bob hakkında çok fazla şey yapıldı. Ama bence filmin harika yanı, insanların Bob’la yalnızca bir reggae efsanesi ya da efsanevi bir figür olarak değil, onun insani yanıyla daha duygusal bir bağ kurmalarını sağlayacak olması.”
Bob hakkında bolca içtiği marihuana, “dreadlock”ları (Türkçe’de rasta saçı) ve reggae müziği stereotipi dışında bir şey bilmeyenler için film çok kapsamlı bir portre çiziyor. Bob’un fazla röportaj vermemesinin yarattığı bilgi boşluğunu dolduruyor. Bob’un en iyi şarkıları ve doğum yeri Kingston’ın küçük köyü St Ann’in yemyeşil uçsuz bucaksız ovalarıyla süslü olan filmde, onun çocukluğu, ergenlik döneminde yaptığı ilk müzik çalışmaları, Jamaika’da üne kavuşması, ABD ve Londra’da yaşadığı dönemler, siyasi fikirleri, müziği, kişiliği, Afrika’nın birleşmesi ve savaş karşıtlığı konusunda taraf olması, özel hayatı, rastafaryan dini ve kültürüyle ilgili bilgiler de veriliyor.
Bu kültür, kendisine sorulan “Zengin bir adam mısınız? Malınız mülkünüz çok mu?” sorusuna Bob’un verdiği şu yanıtla fragmanda da yansıtılıyor: “Mal mülk insanı zengin mi eder? Benim o tür bir zenginliğim yok. Benim zenginliğim yaşam.”
“Resmi Seçki”sinde yer aldığı Berlin Film Festivali’nde bu ay prömiyerini yapan film, 20 Nisan’da İngiltere’de gösterime girdi. Blackwell ve Ziggy Marley’in de yapımcıları arasında olduğu filmin gelirinin bir bölümü “Save The Children” adlı İngiliz hayır kurumuna gidecek. İngiliz gazetelerinden 5 üzerinden 4 yıldızla ödüllendirilen filmi Türkiye’de gösterilmesi halinde kaçırmamanız dileğiyle sizi fragmanla baş başa bırakayım.