Noel ve yeni yıl telaşı, yeni ay ve yıl başlangıcı nedeniyle biriken işler ve sorumluluklar şimdiye kadar yazmamı engelledi. Yeni yıl kararlarım arasında blogumu daha sık güncellemek de var. Umarım bu sözümü tutabilirim 🙂 Geçen yılın bu zamanlarında yaptığım çay tadımı, yeni yılın bu ilk günlerinde içinizi ısıtmak için bahsetmeye değer yeni bir deneyim olabilir diye düşünüyorum.

Soğuktan donmuş ellerimizle, henüz iş çıkış saati olmasına rağmen çoktaaan kararmış havada, Londra’nın “trendy” Notting Hill semtine düşürdük yolumuzu… Cumartesileri kurulan antika pazarı yakınlarında bir pasajda, küçücük ama zevkle döşenmiş, kişilik sahibi “The Chinese Tea Company”nin (Çin Çayı Şirketi) konuğu olmak için. Rahatlatıcı müzik çalınan ve loş ışıklı bu dükkanda üç başka çiftle paylaştığımız sekiz kişilik masaya oturduğumuzda, iki saat sürecek çay tadımımız başlamak üzereydi.

Dükkanın vitrini...
Dükkanın vitrini…
Fotoğraf: ingiliz filiz

Tadım süresince yeşil ve kırmızı çay dışındaki tüm çay çeşitlerini denedik: (“Silver Needle”) beyaz çay, “oolong” çayı ve siyah çay. Tıpkı şarapta olduğu gibi çay tadımında da usul, hafif çaylardan kuvvetli tada sahip çaylara doğru gitmekmiş, o nedenle önce beyaz çayı içtik. 85 derecede kaynatılmış bu çay türü, tanenleri ortaya çıkmasın diye hafif içilirmiş. Dükkanın sahibi Juyan çay merasiminin tüm adımlarını sabırla uygulayarak bizlere ayrıntılı bir sunum yaptı. İşe bizlere çayı koklatmakla başladı. Daha sonra çayı kil bir demlikte 30 saniye demledikten sonra demliğin üstünü ve bardakların içini kaynar suyla yıkayarak ısıttı.

İçtiğimiz ikinci çay yarı oksidize, siyahla yeşil arası bir renge sahip (“Tie Guan Yin”) “oolong” çayıydı. Çin’in güneydoğusundaki Il Puer bölgesinden gelen bu çayın “Oolong Phoenix” adlı bir kuzeni de varmış. Ev sahibimiz, bu tür çayın içinde çok aroma bulundurduğu için küçük bardakta içildiğini söyledi. Zaten tadımda sunduğu her çay farklı demliklerde demlendi, farklı fincanlarda içildi. 45 saniye civarında demlenen bu çayın raf ömrü ise bir-iki yılmış.

“Oolong” çayı servisine hazırlık…
Fotoğraf: ingiliz filiz
Resim 3
Fotoğraf: ingiliz filiz


Resim 4
Fotoğraf: ingiliz filiz
“Oolong” çayı…
Fotoğraf: ingiliz filiz

İçtiğimiz son çay ise bir siyah çay çeşidi olan ve Yunnan ilinden gelen “Puer” çayı idi. “Vintage” özelliği bulunan bu çay 2006’dan kalmaymış. Tayland’ın kuzeyindeki dağlık bir bölgede fermante edildiği için topraksı, çok kuvvetli bir tadı vardı. 2007’den kalma, 357 gram çiğ “Puer” çayı 85 sterline satılıyormuş. Ama benim kalemim değil. Bu çayın rengi de diğerlerinden daha koyuydu. 1 dakika civarında demlenme süresine sahip olan bu çay bıçakla kesilerek servis edildi. Juyan kağıt paketi hiç açmasa çayı yuvarlak, küçük boy bir duvar tabağı zannedebilirdim. Bu ilginç çayın servis aşamalarını aşağıdaki videodan seyredebilirsiniz:

Resim 6
“Puer” çayının kağıt ambalajındaki hali…
Fotoğraf: ingiliz filiz
Resim 7
“Puer” çayı bu şekilde kesilerek servise hazırlanıyor…
Fotoğraf: ingiliz filiz
Resim 8
Servise hazır…
Fotoğraf: ingiliz filiz

Tadımımız süresince Juyan sorularımıza da cevap verdi. Söylediği ilginç noktaları burada da aktarayım: Konsantre olmamızı sağlayan çayın vitamin miktarı da sebzelerinkinden daha yüksekmiş. Taze çay yapraklarında daha çok kafein olduğunu söyleyen Juyan dünyada “rooibosch” veya “red bush” adıyla bilinen, Güney Afrika orijinli kırmızı çayın ise kafein içermediğini anlattı. Bu çayda çok miktarda C vitamini ve mineral bulunurmuş. İnsanoğlunun 4000 yıl önce keşfettiği çayın yaprakları eskiden hastalar tarafından yeniyormuş. Çay sadece 600 yıldır bugünkü gibi kaynatılıp demleniyormuş. Çayın tadını en iyi şekilde alabilmek için onu höpürdeterek içmemiz gerekiyormuş. Böylece  burnumuzun arka bölümünü kullandığımız için tat alma duyumuzun etkisi artarmış ve içindeki değişik aromaları daha kolay hissedebilirmişiz. Çinliler bilindiği üzere tadını bozmasın diye çaya şeker koymuyorlar. Sadece hasta olunca çayı balla içiyorlarmış. İlginç alışkanlıklarından biri de yeşil çay ve siyah çay gibi farklı türleri birbiri ardına, aynı çay saatinde içebilmeleri. Yani çay içme faaliyetine bizden daha çok bir tadım gözüyle baktıkları söylenebilir.

Resim 9
Çin usulü çay servisinde birçok aparat kullanılıyor…
Fotoğraf: ingiliz filiz
Resim 10
Demliğin ısıtıldığı an…
Fotoğraf: ingiliz filiz
Resim 11
Bardaklar itinayla dolduruluyor…
Fotoğraf: ingiliz filiz

Gelelim çayın üretim ve saklama koşullarına: en kaliteli çay yılın Mart-Haziran arası döneminde toplanan ilk hasattan elde ediliyormuş. Maalesef pratikliği nedeniyle sıkça kullandığımız poşet veya sallama çaylar ise en son toplanan, yani en kalitesiz hasadın mahsulleriymiş. Son dönemde şık kafelerde sıkça rastladığımız ipek görünümlü naylon, sentetik çay poşetleri de en az ucuz çay poşetleri kadar adiymiş! Çayın cam değil, metal tenekelerde saklanması gerektiğini söyleyen Juyan, yeşil çay ve “oolong” çayının ise soğuğu sevdiğini, bu yüzden Çin’de bunların özel çay dolaplarında muhafaza edildiğini belirtti. Çay kokusunun yemek kokusuyla karışması ihtimaline karşı çayın buzdolaplarında ve buzluklarda saklanmasının uygun olmadığına da dikkat çekti.

Şimdi de dükkanla ilgili biraz bilgi vereyim. Çin’deki çay çiftçilerinden doğrudan alınan geleneksel, el yapımı, 50 çeşit toz çay bu dükkanda bulunabiliyor. Bunlara bizim tattıklarımız dışında yeşil çay, yasemin çayı, çiçek açan çay (“flowering tea”) da dahil. Satın almadan önce çayları dükkanda tatmak da mümkün. Bizim aldığımız “Jasmine Pearls” yeşil çay ve tadımda ikinci sıradaki “Tie Guan Yin” “oolong” çayı çok lezzetli ve kaliteli çıkmıştı. Eğer çayınızı Çinlilerin usulünde içmek isterseniz dükkanda porselen çay takımlarından ahşap ve bambu çay tepsilerine, cam, seramik demliklerden çay filtrelerine birçok çay servisi aparatı da satılıyor.

Dükkanda satılan bir çay seti…
Fotoğraf: ingiliz filiz

Dükkanı 2009’da açan Juyan aynı zamanda Çin’e çay turları da düzenliyor. Ayrıntılı bilgi için dükkanın internet sitesi şu: Chinese Tea Company

 Londra’da yaşayanlarınız veya yolu buraya düşenleriniz için adres bilgilerini de vereyim:

14 Portobello Green Arcade, 281 Portobello Road, London W10 5TZ

Açık olduğu saatler: Pazartesi-Cumartesi: 11.00-18.00

Cumartesi günleri turistlerce talan edilen antika pazarına gitmişken bu dükkana da uğrayıp çay tatmanız ve beğendiğiniz takdirde satın almanız şiddetle tavsiye olunur!

ingiliz filiz
İngiltere’ye ilk kez 2007 yılında eğitim için, İstanbul’dan geldim. Daha sonra 13 yıla yakın bir süre Londra’da yaşadım. 2.5 yıl önce de İngiltere’nin güneyinde küçük bir kente taşındım. İngiltere’de yaşam ve kültür konulu yazılarımı bu blogda topluyorum. Bu yazıların büyük bölümünü Londra’da yaşarken yazdım ve müzik, yeme-içme, sinema gibi ilgi alanlarımı Londra’da düzenlenen etkinlikler çerçevesinde paylaştım. Şu an çocuklu hayat dolayısıyla eskisi kadar kültürel etkinliğe katılamıyorum, dolayısıyla blog konularım da biraz evrim geçirdi. Çocuk kitapları, çocuk oyunları, aile dostu lokantalar, pub’lar, tatil seçenekleri gibi konularda yazıyorum artık daha çok. Yine de Londra’ya arada bir de olsa gidiyorum ve bu gidişlerimde katıldığım etkinlikleri yazmaya devam edeceğim. Blogumla ilgili görüşlerinizi ve sorularınızı yazıların altına yorum şeklinde bırakabilirsiniz. Eposta adresim:filiz (at) ingilizfiliz (nokta) com Özellikle yazmamı istediğiniz bir konu olursa belirtebilirsiniz. Ayrıca bültenime abone olursanız ne güzel olur 🙂 Bülten aboneliği için aşağıya tıklayabilirsiniz: https://ingilizfiliz.com/newsletter-sign-up/ Keyifli okumalar… 🙂

Bir Cevap Yazın

Social media & sharing icons powered by UltimatelySocial
error

Takibe almaya ne dersiniz? :)

tr_TRTürkçe