İstanbul’da hala uzatmalı sonbahar yaşanıyor belki ama Londra’da hava bir aydır çok soğudu, sıcaklık 1-4 derece arasında değişiyor. İnsan dışarı çıkınca üşüyüveriyor hemen. Ama ne demiş İsveçliler: “Kötü hava diye bir şey yoktur, yanlış kıyafet diye bir şey vardır.” Bu sözden hareketle ince Merino yününden giysi üreten iki tekstil firmasından bahsedeceğim bugün sizlere.

Bunlardan birincisi yerli malı yurdun malı Woolnat. Anneciğimin bebeğime aldığı güzelim uyku tulumu sayesinde keşfettim bu markayı 🙂 Yüzde yüz doğal ve organik Merino yününden üretilen uyku tulumları, çok ince ama sıcacık tutuyor. Eski tip yünler sert olurdu, batardı, kaşındırırdı, terletirdi. Bu ise o kadar yumuşacık ki insanın dokunası geliyor. Batmıyor, kaşındırmıyor, terletmiyor kesinlikle. Günlerce giyilse de kötü kokmuyor. Anti-bakteriyel, nefes alan, sağlıklı bir kumaş bu. 30 derecede, yünlüler ayarında çamaşır makinesinde yıkanabiliyor. Asılınca çok hızlı kuruyor ince olduğu için. Pamuktan çok daha hızlı hem de. Kırışmadığı için ütü istemiyor. Çok hafif. Merino meğer dünyanın en ince yünüymüş. Avustralya ve Yeni Zelanda koyunlarından elde ediliyor, yani yenilenebilir bir kaynaktan. Üstelik güneşten 30 faktörlü koruma sağlıyor. Sadece kışın değil, yazın da giyilebiliyor. Hipo-alerjenik yani egzama ve alerjisi olanlar için ideal. Kimyasal uygulanmadan üretiliyor hem. Daha ne olsun?

Gerçekten termal giysilerden ve polarlardan hiç hoşlanmıyorum. Kaşındırıyor ve terletiyorlar insanı. Zaten yapay kumaş çeşidi polyesterden yapılmakla kalmıyormuş, bir de petrol ürünüymüş alçaklar, bilmiyordum. Termal giymemek için bir sebep daha! Dahası var, yapay kumaşlar nefes almıyor ve çok yanıcılar: hem doğa için tehlikeliler, hem de bebek ve çocuklar için. Woolnat’ın uyku tulumunu gözüm kapalı tavsiye ediyorum, çok kullanışlı ve kaliteli bir ürün. Diğer ürünlerini de deneyeceğim Türkiye’ye gittiğimde.

Bizim kullandığımız uyku tulumu işte buydu. (Foto: hepsiburada.com)

Woolnat daha çok bebek ve çocuklar için üretim yapıyor. Ama çok çeşitli olmasa da kadın ve erkek koleksiyonları var. Siz de buradan alışveriş yapmak isterseniz, internet sitesi

Önereceğim ikinci yünlü tekstik firması ise, İngiltere’nin Cambridge şehrinde bulunan Cambridge Baby. İnternetteki müşteri yorumları çok iyiydi. Burası da yüzde yüz doğal, sağlıklı ve organik Merino yünü ürünleri satıyor, hem de ECOCERT ekolojik sertifikalı. Benim aldıklarım Alman malı ve Engel marka, ama başka markalar da var sitede. Ürün gamı çok çeşitli, bebek-çocuk, kadın, erkek, aksesuar, hatta battaniye ve oyuncağa kadar uzanıyor. Ayrıca Merino yünü-ipek karışımı, Alpaka yünü, ipek ve organik pamuk ürünler de bulabiliyorsunuz burada. Tek sorun, Woolnat’ın aksine Cambridge Baby ürünlerinin elde yıkanması gerekmesi. Ama o kadar kusur kadı kızında da olur diyeceğiz artık. Çocuğum artık bebek arabasına az oturduğu ve çok yürüdüğü veya ayakta durduğu için dışarıda kışın bayağı üşüyor. Yapay ve terleten bir kumaş olduğu için termal almak istemiyordum. Sağlıklı bir seçenek ararken Google’da karşıma çıktı Cambridge Baby. Ben de çareyi ona bu siteden yün fanila, çorap ve tayt almakta buldum.  Ekru renk tercih ettim, boyanmış olmasın diye. Çocuğumun yaş grubuna uygun aldığım fanilaların kolları çok hafif dar, boyu uzun geldi. Tayt da hafif bol ve uzun. Ama ücretsiz değişim veya para iadesi seçenekleri var. Ayrıca ikinci alışverişim için indirim kuponu da göndermişler 🙂

Cambridge Baby’den aldığım yün ürünler (Foto: ingiliz filiz)

Standart teslimat İngiltere için bayağı hızlı gerçekleşti. Hele de Royal Mail’in yani İngiltere Posta Servisi’nin gecikmeli hizmet verdiği, yılbaşı ertesi dönemde olduğumuz düşünülürse. Üzerinde sevimli bir kış mesajı olan paketim, birkaç gün içinde elime ulaştı. Ayrıca doğal, organik ürünler satan bir siteye yakışır şekilde, geri dönüştürülebilir ambalaj kullanıyor firma. Hatta zarfın ağzını bağlamak için plastik bant yerine ip kullanmışlar: etkilenmedim dersem yalan olur.

Cambridge Baby’nin çevre dostu paketi… (Foto: ingiliz filiz)

Buradan alışveriş yapmak isterseniz, şöyle buyrunuz 🙂

İçinizin de dışınızın da sıcacık olduğu, güzel bir kış geçirmeniz dileğiyle…

 

ingiliz filiz
İngiltere’ye ilk kez 2007 yılında eğitim için, İstanbul’dan geldim. Daha sonra 13 yıla yakın bir süre Londra’da yaşadım. 2.5 yıl önce de İngiltere’nin güneyinde küçük bir kente taşındım. İngiltere’de yaşam ve kültür konulu yazılarımı bu blogda topluyorum. Bu yazıların büyük bölümünü Londra’da yaşarken yazdım ve müzik, yeme-içme, sinema gibi ilgi alanlarımı Londra’da düzenlenen etkinlikler çerçevesinde paylaştım. Şu an çocuklu hayat dolayısıyla eskisi kadar kültürel etkinliğe katılamıyorum, dolayısıyla blog konularım da biraz evrim geçirdi. Çocuk kitapları, çocuk oyunları, aile dostu lokantalar, pub’lar, tatil seçenekleri gibi konularda yazıyorum artık daha çok. Yine de Londra’ya arada bir de olsa gidiyorum ve bu gidişlerimde katıldığım etkinlikleri yazmaya devam edeceğim. Blogumla ilgili görüşlerinizi ve sorularınızı yazıların altına yorum şeklinde bırakabilirsiniz. Eposta adresim:filiz (at) ingilizfiliz (nokta) com Özellikle yazmamı istediğiniz bir konu olursa belirtebilirsiniz. Ayrıca bültenime abone olursanız ne güzel olur 🙂 Bülten aboneliği için aşağıya tıklayabilirsiniz: https://ingilizfiliz.com/newsletter-sign-up/ Keyifli okumalar… 🙂

Bir Cevap Yazın

Social media & sharing icons powered by UltimatelySocial
error

Takibe almaya ne dersiniz? :)

tr_TRTürkçe