Daha önce de bahsettiğim bağımsız dergi abonelik servisi Stack Magazines‘in geçtiğimiz aylarda postadan çıkan yeni sürprizi, Makeshift (Mkshft) Magazine oldu. Stack Magazines ile ilgili ayrıntılı bilgi için şu yazımı okuyabilirsiniz.

“Gizli yaratıcılığın rehberi” sloganıyla yayın yapan, New York-ABD çıkışlı bu dergi, dört yıldır çıkıyor. Altı ülkede 15 çalışanı olan yayına 80 ülkeden 300 kişi konuk yazarlık yapıyor. İngilizce çıkan derginin okuyucularıyla ilgili kayda değer bulguları aşağıda:

İlgilendikleri alanlar: teknoloji, tasarım, kültür, sosyal meseleler, seyahat ve iş dünyası.

Eğitim durumları: yüzde 87’si üniversite veya yüksek lisans öğrenimi görmüş.

Yaş aralığı: 24-40.

Yüzde 70’i, yani büyük çoğunluğu derginin bir sayısını okumaya bir saatten fazla zaman ayırıyor. Diğer dergilerde bu oran yüzde 40 düzeyinde takılı kalıyor.

Yüzde 63’ü dergiyi okuduktan sonra atmak yerine, hem de tüm sayılarını saklıyor.

makeshift_magazine_issue12_cover_1024x1024
Derginin “Yasa ve Emirler” temalı sayısı…

Derginin yukarıda kapağını gördüğünüz 12. sayısından birçok şey öğrendim: Mesela 610.000 evsizin yaşadığı New York’ta evsizlere yardım ve yoksulluğa karşı mücadele grupları varmış. “Everyday Superheroes” (Gündelik Süperkahramanlar) ve “Superheroes Anonymous” (Adı Bilinmeyen Süperkahramanlar) gibi isimlere sahip bu gruplar, süperkahraman kostümleri giyerek geceleri evsizlere yiyecek dağıtıyorlarmış.

Başka bir taze bilgi, İran’la ilgiliydi: ülkenin 77 milyonluk nüfusunun yalnızca 20 milyonu internet kullanıyormuş. Yani yarısı bile değil. İran basın özgürlüğü endeksinde 180 ülke arasından 173üncü (ülkemiz ise 154üncü!) imiş. İnternet kullanım oranı ile basın özgürlüğü endeksindeki sıralama kesinlikle doğrudan bağlantılı diye düşünüyorum. Dergide yer verilen ve İran’da sansüre karşı sanatın verdiği mücadeleyi gösteren aşağıdaki fotoğraf beni çok etkiledi: AV adlı tiyatro kumpanyasının Tahran’ın merkezinde eski bir yeraltı hamamında sahnelediği oyundan bir kare… İran’da kadın ve erkek tiyatro oyuncuları sahnede birbirine dokunamıyormuş, bütün oyunların Kültür Bakanlığı onayından geçmesi gerekiyormuş. Oyunları genelde Bakanlık’tan yetkililer İslam’a uygunluk açısından izleyip denetliyormuş. Tiyatroda Tanrı (Allah), İran rejimi eleştirilemiyor ,evlilik dışı cinsel veya romantik ilişkiler sahneye yansıtılamıyormuş. Dolayısıyla aşağıdaki gibi alternatif oyunlar medyada yer almıyor, kulaktan kulağa yayılıyormuş. Bu bilgileri aldığım ve İran’da kültür-sanat dünyasının sansürle nasıl başa çıktığını anlatan “Yaratıcı Alanlarda İtaatsizlik” başlıklı ilginç yazıyı şu linkten okuyabilirsiniz.

the-factory-1
İran’da bir tiyatro kumpanyası, bir yeraltı hamamında oyununu sahnelerken…

Derginin verdiği bir başka haber ise, polis kayıtlarına göre her 20 dakikada bir kadınların cinsel tacize ya da tecavüze uğradığı Hindistan’daki #INeverAskForIt (Taciz edilmeyi hiçbir zaman istemedim) etiketli sosyal medya kampanyası. Blank Noise adlı topluluğun başlattığı kampanya, kadınların giyim veya davranış şekilleriyle cinsel tacize kuyruk salladıkları fikrine karşı çıkıyor. Aşağıdaki görselde şunlar yazıyor: “Söylediklerimi tekrarlayın: hiçbir kadın, genç ya da yaşlı, beyaz ya da siyahi, iyi veya kötü karakterde olsun, hiçbir zaman cinsel tacize uğramayı hak etmez!”

Kampanyada kullanılan görsellerden biri...
Kampanyada kullanılan görsellerden biri…

Dünyayı takip etmenizi sağlayan bu dergi, anladığım kadarıyla henüz Türkiye’de satılmıyor. Ama internet sitesi aracılığıyla Türkiye’den de abone olmak mümkün. Dijital baskısını yılda 18 dolar karşılığında okuyabiliyorsunuz. Basılı versiyonu ise yılda 38 dolara kapınıza kadar geliyor. 

Para vermek istemezseniz, haftalık e-bültenleri From The Makery’ye buradan abone olabilirsiniz. Derginin Facebook profili şurada. Twitter adresi @mkshftmag , etiketi ise #fromthemakery

Güncelleme notu: Dergi maalesef birkaç ay önce kapanma kararı aldı. Eski sayıları yarı fiyatına (11 dolara) satıyorlar. 

ingiliz filiz
İngiltere’ye ilk kez 2007 yılında eğitim için, İstanbul’dan geldim. Daha sonra 13 yıla yakın bir süre Londra’da yaşadım. 2.5 yıl önce de İngiltere’nin güneyinde küçük bir kente taşındım. İngiltere’de yaşam ve kültür konulu yazılarımı bu blogda topluyorum. Bu yazıların büyük bölümünü Londra’da yaşarken yazdım ve müzik, yeme-içme, sinema gibi ilgi alanlarımı Londra’da düzenlenen etkinlikler çerçevesinde paylaştım. Şu an çocuklu hayat dolayısıyla eskisi kadar kültürel etkinliğe katılamıyorum, dolayısıyla blog konularım da biraz evrim geçirdi. Çocuk kitapları, çocuk oyunları, aile dostu lokantalar, pub’lar, tatil seçenekleri gibi konularda yazıyorum artık daha çok. Yine de Londra’ya arada bir de olsa gidiyorum ve bu gidişlerimde katıldığım etkinlikleri yazmaya devam edeceğim. Blogumla ilgili görüşlerinizi ve sorularınızı yazıların altına yorum şeklinde bırakabilirsiniz. Eposta adresim:filiz (at) ingilizfiliz (nokta) com Özellikle yazmamı istediğiniz bir konu olursa belirtebilirsiniz. Ayrıca bültenime abone olursanız ne güzel olur 🙂 Bülten aboneliği için aşağıya tıklayabilirsiniz: https://ingilizfiliz.com/newsletter-sign-up/ Keyifli okumalar… 🙂

Leave a Reply

en_GBEnglish (UK)