Ne zamandır yazamadım yine… Ama geçerli nedenlerim vardı. Öncelikle üyesi olduğum koronun (Some Voices) konserleri bitti. Konser haftasında her gece yoğun provalarla geçti. Daha sonra ise çifte vatandaşlık ve pasaport başvurularıyla uğraştım. Bunların hepsini ayrı ayrı yazılarda daha detaylı anlatırım. Bir yandan İngiliz ehliyeti almak için pratik dersi alıyorum. İş dışında akşamları tüm boş vaktim bu saydıklarımla geçiyor. Tabii blog da böylece havasını alıyor maalesef 🙂 Ama kısa da olsa bir selam vereyim dedim bugün sizlere.

ABD menşeli bir blogda gördüğüm ‘kahvaltı salatasından’ bahsetmek istiyorum. Eylül ayını yarıladığımıza işaret eden bir günün sabahında, kahvaltıda hep aynı şeyleri yemekten bıktıysanız, ama yaza da son bir selam çakmak istiyorsanız, bu salatadan hoşlanabilirsiniz. Olay aslında domates, biber gibi kahvaltıda yediğimiz, evde hep olan veya salataya hep koyduğunuz malzemelerden  (belki zeytin, salatalık, turp, mısır, havuç, biber, peynir, taze ıspanak yaprağı) salata yapıp üstüne rafadan yumurta kırmaktan ibaret. Ben burada son dönemde pek bir moda olan ve sağlık gurularının baş tacı ettiği avokadoyu da ekledim. İş arkadaşlarımdan bazıları avokadoyu çok seviyorlar, öyle ki tek başına bile yiyorlarmış. Ben de daha önce yediğim hazır salatalarda avokadoyu denemiş, fazla yağlı ve kaymaksı (ama tuzsuz) bulmuştum. Tadına o kadar da bayılmıyorum yani. Ama şöyle yararlıymış, böyle şifalıymış madem, bir şans daha vereyim dedim 🙂

Faydaları ne miymiş? Avokado, kabızlığa karşı etkiliymiş. Bağışıklık sistemini güçlendirirmiş. Kalp ve damar hastalıkları için en iyi doğal ilaçmış. Yaşlanma sürecini yavaşlatarak hastalıkları önlemede önemli rol oynarmış. İçinde bulunan protein, mineral ve vitaminler küçük çocukların ve gebelerin dengeli ve sağlıklı beslenmelerinde çok gerekli olan maddelermiş. Ayrıca, vücudun karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasında düzenleyici olarak görev yaparmış.

Ben daha kolay bulduğum için rafadan yerine sahanda yumurta kırdım salatanın üzerine. Üstüne de biraz peynir serptim. Ortaya şöyle bir şey çıktı:

Fotoğraf: ingiliz filiz

Hem sağlıklı, hem lezzetli, hem de doyurucu oldu. Yiyince bayağı uzun süre acıkmadım. Bu kahvaltı salatasının en güzel, pratik tarafı da evde ne varsa içine ondan koyabilecek olmanız. Böylece buzdolabının kenarında köşesinde kalmış ne varsa değerlendirmiş de oluyorsunuz. Güne güçlü bir başlangıç için birebir. Herkese afiyet olsun! 🙂

ingiliz filiz
İngiltere’ye ilk kez 2007 yılında eğitim için, İstanbul’dan geldim. Daha sonra 13 yıla yakın bir süre Londra’da yaşadım. 2.5 yıl önce de İngiltere’nin güneyinde küçük bir kente taşındım. İngiltere’de yaşam ve kültür konulu yazılarımı bu blogda topluyorum. Bu yazıların büyük bölümünü Londra’da yaşarken yazdım ve müzik, yeme-içme, sinema gibi ilgi alanlarımı Londra’da düzenlenen etkinlikler çerçevesinde paylaştım. Şu an çocuklu hayat dolayısıyla eskisi kadar kültürel etkinliğe katılamıyorum, dolayısıyla blog konularım da biraz evrim geçirdi. Çocuk kitapları, çocuk oyunları, aile dostu lokantalar, pub’lar, tatil seçenekleri gibi konularda yazıyorum artık daha çok. Yine de Londra’ya arada bir de olsa gidiyorum ve bu gidişlerimde katıldığım etkinlikleri yazmaya devam edeceğim. Blogumla ilgili görüşlerinizi ve sorularınızı yazıların altına yorum şeklinde bırakabilirsiniz. Eposta adresim:filiz (at) ingilizfiliz (nokta) com Özellikle yazmamı istediğiniz bir konu olursa belirtebilirsiniz. Ayrıca bültenime abone olursanız ne güzel olur 🙂 Bülten aboneliği için aşağıya tıklayabilirsiniz: https://ingilizfiliz.com/newsletter-sign-up/ Keyifli okumalar… 🙂

Leave a Reply

en_GBEnglish (UK)