Merhaba,

Öncelikle bebeğim doğduktan sonra blogumla pek ilgilenemediğim için özür dileyeyim 🙂 Doğum sonrası ücretsiz izindeyken aldığım teklif üzerine iş değiştirdim. Bir yıla yakın süredir Türkiye müzik piyasası üzerine çalışıyorum. Yeni işin sorumlulukları da bu tempoya eklenince uzun süredir bloguma yazamadım. Ama bu dönemde bir sürü yazı konusu ve taslağını el altında biriktirdim. Yazılarımı bir zamanlar olduğu gibi düzenli şekilde sizlerle buluşturmak da benim yeni yıl kararım olsun 🙂  Bu arada hepinize iyi seneler dilerim! 2020’de tüm dilekleriniz gerçekleşsin… Madem koca bir yılı daha yeni geride bıraktık, Türkiye müzik piyasasında yükselen yeni sanatçılar ve trendlerden bahsedeyim isterim.

Alternatif Sahne’nin yıldız adayları

Öncelikle yerli sahnede umut veren, alternatif veya orijinal işler yapan pek çok genç ve yeni yetenek var. Benim kişisel olarak beğendiğim, takibe aldığım isimlerden birkaçı aşağıda:

Nova Norda, Melis Güven, (solo çalışmaları ile) Berkay Özideş, Su İdil, Ceren İdil, Sedef Sebüktekin, Dilan Balkay, Seda Erciyes, Ceyda Köybaşıoğlu, müziğini modern Türk müziği ya da çağdaş alaturka olarak tanımlayabileceğim Melike Şahin, Ahu, Hediye Güven, Eylül ve Barış Demirel. Dinleyin, dinletin derim 🙂 Bu isimlerin çoğunun yaptığı müziği tek bir türe sığdırmak imkansız. Zira aynı şarkıda pekçok müzik türüne göz kırpmayı başarıyorlar. Bu da onları özgün kılıyor. Örneğin trompetçi Barış Demirel’in Barıştık Mı projesinde Kamufle ve Da Poet ile birlikte yaptığı “Ofsayt”, bir araya zinhar gelmez sandığımız caz ile rap’in harmanı. Bence bu yılın en orijinal çalışmalarından biri, Ceyda Köybaşıoğlu’nun “Anla Anlat”ında da caz bu kez arabeskle flört ederek bizi şaşırtıyor:

Öte yandan Su İdil, Ahu ve Hediye Güven yerli cazı bugüne taşıyan genç ve başarılı isimler.

Türkçe Pop’ta yeni açılımlar

Türkiye’deki genç pop dinleyicisi artık müzikte yeni bir soluk peşinde. Bügünün Türkçe Pop’u 90’lar ve 2000’lerdeki halinden sıyrıldı. Artık Easy EDM, arabesk ve trap öğelerine bir hayli yer verir oldu.

İngilizce’de Easy EDM ya da Relaxed EDM denen, Türkçeye belki Chill Out olarak çevirebileceğimiz tür son dönemde yükselişe geçti. (Ama bence Chill Out yüzde yüz doğru bir çeviri değil, bunun için bu türden Easy EDM olarak bahsedeceğim.) Artık yerli pop şarkılarının birçoğunda Easy EDM düzenlemeleri dikkat çekiyor. Deeperise‘ın Jabbar‘la birlikte yaptığı “Raf”, YouTube’da 80 milyon tık alarak 2017’nin en popüler şarkıları arasına girmişti. Şarkının İngilizcesi de 11 milyon kez tıklandı. Bu yıl da Emir Can İğrek’in “Nalan’ı bu türün popla kesiştiği noktada dinleyicinin dikkatini çekerek 49 milyon tık ile yılın en sevilen şarkılarından biri oldu. Hatta sonra Deeperise bu şarkıya remiks yaptı 🙂

“Kendime yeni bir ben lazım” diyen Türkçe Pop’un bir haykırışını da Arabesk Pop ya da Pop Arabesk modasında görüyoruz. Son yıllarda Arabesk, kendi başına bir tür olarak popülerliğini eskisi kadar koruyamıyor. Ama başka türlerle kolkola girince dinleyici gözünde belli ki tadından yenmiyor. Birkaç yıl önceki Arabesk Rock modası şimdilerde yerini Arabesk Pop’a bıraktı diyebiliriz. Zira son birkaç yılın en sevilen pop şarkılarına arabeskin bir hayli sızdığını görüyoruz. Çünkü artık klasik Türkçe Pop revaçta değil. Bir zamanlar liste başından inmeyen çoğu Türkçe Pop şarkıcısının artık esamisi okunmuyor. Klipleri izlenmiyor, şarkıları dinlenmiyor eskisi kadar. Türkçe Pop’un son dönem yıldızları Tuğçe Kandemir ve Bilal Sonses‘in bu kadar popüler olmasının en büyük sebebi, müzikleri pop olarak adlandırılsa da hem vokallerinde hem de şarkı düzenlemelerinde arabeske büyük yer vermeleri bence. Tabii Bilal Sonses’in şarkıcılığı dışında yetenekli, içten ve üretken bir şarkı yazarı ve müzisyen olduğu gerçeği de yadsınamaz. Mustafa Ceceli’nin bu yılki hit şarkısı “Bedel’i yazan kişi de Sonses’ti. Arabeski başka türlerle kaynaştırarak da olsa genç kuşağın gözleri önüne seren Sonses gibi isimler, aslında bu yerel müzik türünü günümüze taşıyarak kaybolmasını engelliyor, iyi de yapıyor. Türkçe Indie Pop’un beğeniyle takip ettiğim popüler ismi Mabel Matiz, bu yılki şarkısı “Gözlerine” ile bizi yine şaşırtmayı başardı: bu yeni şarkı öncekilerin aksine, tam bir modern arabesk örneğiydi!

Türkçe Pop’un Indie’ye göz kırptığı noktada, bu yıl dikkatimi çeken iki isim oldu: Mabel Matiz ve Feride Hilal Akın. Matiz, 2018’de çıkardığı efsane Maya albümündeki bazı şarkıları kliplendirerek Indie Pop sevenleri ihya etti. Bu klipler epey izlendi. Zaten Matiz müziğini de kliplerini de oya gibi işliyor. Hem müziği orijinal, hem ufku çok geniş: bu zenginlik ve özen, hem kliplerine hem de kostümlerine yansıyor zaten. Özellikle Maya’nın kapağında giydiği takıma bayıldım. Anadolu ve folk müziği unsurlarını müziğine de bazı kıyafetlerine de ustalıkla yediriyor.

Bu yıl listeleri sallayan bir diğer Indie Pop sanatçısı Feride Hilal Akın da “Yok Yok” ile listeleri alt üst etti. Rauf & Faik cover’ı olan Akın versiyonunu da neredeyse şarkının orijinali kadar beğendim. (Orijinali için: https://www.youtube.com/watch?v=m-el0pQLQE4) Üstelik klibi de çok özenli bir çalışmaydı. Sonraki teklisi “Kim”e kanım o kadar ısınmadı:

Türkçe Rap akımı tam gaz devam

Dünyadaki Rap fırtınasının yansıması olan Türkçe Rap de ülkemizde yükselmeye tüm hızıyla devam ediyor. Ben Fero geçen kış çıkardığı Orman Kanunları albümündeki bazı şarkılara klip çekerek popülerliğini daha da artırdı. Yılın sonuna doğru Sagopa Kajmer yeni albümü Sarkastik’in ilk klibi “Toz Taneleri”, Ceza da “Beatcoin” ile bize hoş sürprizler yaptı. En önemli Rap’çilerimizden Ezhel, yılın sonuna doğru Almanya’da yaşayan “gurbetçi” Rapçilerle yaptığı yarı Türkçe yarı Almanca çalışmaları ardı ardına piyasaya sürerek yine kendinden bahsettirdi. Ezhel’in dil ve müzik anlamında hep yenilik peşinde koşmasını çok takdir ediyorum ve önemsiyorum. Özgün ve zengin bir müziği var. Yıl içinde Büyük Ev Ablukada ile birlikte piyasaya sürdüğü “ne deve ne kush” bence “tatlış” bir şarkı olmasına rağmen, Almanya’da yaptığı çalışmalar kadar ses getirmedi. Bir başka Rap-Indie birlikteliği, Anıl Piyancı ve Yüzyüzeyken Konuşuruz grubu solisti Kaan Boşnak’ın “Varsın” şarkısı, bence çok iyi olmasına rağmen, YouTube’de 1 milyon dinlemeyi zor geçti. Belki klip çekilse daha popüler olurdu. Bazı güzellikler de popüler olmasın, bize kalsın zaten 🙂

Yerli Rap sahnesine -bildiğim kadarıyla- Ezhel’in reggae ile getirdiği yaz tınıları, bu yıl Hollanda’da yaşayan Türk kökenli rap’çi Murda ile yaptığı, popülerlikte zirve olan “Aya” ile taçlandı. Murda’nın kendi parçaları “Nereye Kadar”, “Eh Baba”, Umut Timur’un “Yaram Taze” ve Şehinşah ft. Onur Betin’in “Yaz Yağmurum” parçaları da cabası. Bu hareketli, neşeli yerli Rap örneklerinin Rap sevmeyen dinleyicileri de kucaklayacağını düşünüyorum. Bu da onların sayısını ve dinlenme oranını artıracaktır. Zira Batı’da yazlık Rap konsepti epey yaygın.

Arabesk Rap cephesinde son durum

Arabeskin Rap’le aşkının meyvesi Arabesk Rap, beş yıl kadar önce popülerleşmeye başladı. Bu türün bize özgü, yerel bir lezzet olması da hoşuma gidiyor ve bence kıymetli. Bazı Arabesk Rap parçalarını bayağı beğendiğimi söylemeliyim. Örneğin daha önce “Elbet Bir Gün” ile patlayan Canbay & Wolker‘ın “Fersah”ı bu yılın en iyi müzik çalışmalarından biriydi bence. Bu yıl çıkan diğer iki şarkıları da popülerdi, ama ben onlardan aynı tadı alamadım. Klibi YouTube’da 80 milyon tık alan Fersah’ın nakaratındaki yerel davul tınıları beni özellikle etkiledi. Arabesk Rap’te Tahribad-ı İsyan da takip ettiğim oluşumlardan.

Yerli dizi müzikleri alternatif müziği ihya ediyor

Son dönemde alıp başını gitmiş olan yerli dizi müzikleri furyası, bu yıl da devam etti. Başta aksiyon ve dram türünde olmak üzere popüler dizilerin albümleri yıl içinde çıkarken, YouTube’de ve bazı dijital platformlarda İstanbullu Gelin, Çukur gibi pekçok dizinin müzikleri dinlenme rekorları kırdı. Bu konuda ikinci bir nokta, da Indie, Rap ve türkü gibi farklı türlerdeki şarkıların dizilerde kullanılınca üne kavuşması. Mesela Yüzyüzeyken Konuşuruz‘un geçen yıl çıkan “Dinle Beni Bi'” şarkısı bu yıl Bir Aşk İki Hayat filminde; Adamlar‘ın “Hikaye” ve “Zombi Mahali”si Çukur; Sedef Sebüktekin’in Canozan katkılı “Kayboluyorum” (Süt), Melis Güven’in “Hiç Olmuşsun” çalışmaları Hakan: Muhafız dizisinde yer aldı. Hal böyle olunca bu yılki en popüler Türkçe Indie şarkıları “Zombi Mahali” ve “Dinle Beni Bi'” oldu diyebiliriz. Bu şarkıların artan dinlenme oranı, alternatif müzik yapan şarkıcı ve grupların kendilerinin de popülerleşmesine katkıda bulunuyor.

Çukur gibi birçok dizide kullanılan türkülerin de yeni halleri, dinleyicinin takdirini kazandı. Zira Melek Mosso’nun “Keklik Gibi”, Ender Balkır’ın “Ruhumda Sızı”, Zeynep Bakşi Karatağ’ın “Adaletin Bu mu Dünya” ve Ceylan Ertem’in “Zalım” yorumları bu yıl çok popüler oldu.

Türküler kabuk değiştiriyor

Safkan yerel müziğimiz Türk Halk Müziği de tıpkı arabesk gibi, başka formlarda vücut bulunca son dönemde popülerliğini artırdı. Bu yıl sıradan Club ritmleriyle bezenen türküler modası devam ederken, bence yılın heyecan verici gelişmesi, İpek İpekçioğlu gibi DJ’lerin elinde türkülerin türü hak ettikleri şekilde modernize olmasıydı.

Kent Ozanları’ndan sahici şarkılar 

Singer-songwriter türünün (Kent Ozanları diye çevirmek mümkün) Türkçe örnekleri birkaç yıldır olduğu gibi bu yıl da bol oldu. Avrupa’da bu türde bu kadar yeni şarkı çıkmıyor. Mırıl mırıl gitarlarında, derin anlamlı dizelerinde hayatın ve insanın sırları saklı bence. Bu yılki eserleriyle dikkatimi çeken şarkıcı-söz yazarları arasında Ahmet Ali Arslan ve Canozan vardı. Türkiye müzik piyasası açısından 2019 bereketli ve heyecan verici bir yıldı. Darısı 2020’nin başına!

Yazıma son verirken sizi Canozan’dan hareketli bir şarkıyla baş başa bırakıyorum 🙂 Herkese iyi haftalar!

 

ingiliz filiz
İngiltere’ye ilk kez 2007 yılında eğitim için, İstanbul’dan geldim. Daha sonra 13 yıla yakın bir süre Londra’da yaşadım. 2.5 yıl önce de İngiltere’nin güneyinde küçük bir kente taşındım. İngiltere’de yaşam ve kültür konulu yazılarımı bu blogda topluyorum. Bu yazıların büyük bölümünü Londra’da yaşarken yazdım ve müzik, yeme-içme, sinema gibi ilgi alanlarımı Londra’da düzenlenen etkinlikler çerçevesinde paylaştım. Şu an çocuklu hayat dolayısıyla eskisi kadar kültürel etkinliğe katılamıyorum, dolayısıyla blog konularım da biraz evrim geçirdi. Çocuk kitapları, çocuk oyunları, aile dostu lokantalar, pub’lar, tatil seçenekleri gibi konularda yazıyorum artık daha çok. Yine de Londra’ya arada bir de olsa gidiyorum ve bu gidişlerimde katıldığım etkinlikleri yazmaya devam edeceğim. Blogumla ilgili görüşlerinizi ve sorularınızı yazıların altına yorum şeklinde bırakabilirsiniz. Eposta adresim:filiz (at) ingilizfiliz (nokta) com Özellikle yazmamı istediğiniz bir konu olursa belirtebilirsiniz. Ayrıca bültenime abone olursanız ne güzel olur 🙂 Bülten aboneliği için aşağıya tıklayabilirsiniz: https://ingilizfiliz.com/newsletter-sign-up/ Keyifli okumalar… 🙂

3 Comments

  1. HazIrladIgIn bu müzik raporu için teśekkürler. Sayende Türkiye’de popüler olan śarkilarla ilgili fikir edindim. En çok Murda & Ezel in Aya śarkisini ve Canozan’in eskitilmiś śarkisini begendim. Yüzyüzeyken Konuśuruz’un sarkisi da çok güzel.

    1. Rica ederim,beğenmene sevindim. Aya’yı ben de seviyorum, bütün Türkiye bayıldı o şarkıya zaten. Sattas-Eskitilmiş ve Canozan-Ön Koltuk da harika, katılıyorum. Yüzyüzeyken Konuşuruz ha keza öyle. Müzik zevkimiz benziyormuş 🙂

Leave a Reply

en_GBEnglish (UK)