Geçtiğimiz yaz The Sunday Times adlı pazar gazetesiyle birlikte dağıtılan dergide bir haber dikkatimi çekmişti: “I don’t have opening times — I know I’m not very good at keeping to them” (Yayım tarihi: 27.07.2014) Haberde, minik teknesini bir kitapçıya dönüştüren 30 yaşındaki Sarah Henshaw’un öyküsü anlatılıyordu. Sarah hep bir kitapçı açmak istemiş, ancak bunun masraflarına yetişemeyeceğini düşünüyormuş. Daha sonra aklına bu fikir gelince anne-babasından borç alarak bu tekneyi satın almış ve bağımsız bir kitabevine ilk adımını böylece atmış. Hem yeni hem ikinci el kitaplar satan Sarah, çok satan kitaplar yerine küçük ve bağımsız yayınevlerinin bastığı, kaliteli kurmaca kitapları tercih ediyor. Teknenin merkez üssü Sarah’nın memleketi İngiltere’nin ortasına düşen Staffordshire bölgesi. İngiltere’de kanallarda kullanılan dar tipte minik tekneler var. Bunlara “narrowboat” deniyor ve ev olarak da kullanılanları var. Sarah’nın aşağıda görebileceğiniz teknesi de bunlardan biri:
Sarah dükkanı ilk açtığı zaman tekne sabit duruyormuş. İşler ilk dönemlerde iyi gitmiş: edebiyat etkinlikleri düzenliyormuş, müşteri sayısı da az değilmiş ama bu durum maalesef uzun sürmemiş. Çünkü daha önce ne kitap satış deneyimi olmuş, ne de teknelerden anlıyormuş. Siparişleri unutuyormuş, “dükkanı” geç açıyormuş, kitapları bedavaya verdiği oluyormuş, rafların hiç tozunu almıyormuş. Bunun dışında internet kitapçıları ile süpermarketlerin yaptığı büyük indirimlerle rekabet etmesi çok zor olmuş. Ayrıca bu işe ilk başladığı dönem de e-kitap piyasasının büyümeye başladığı döneme denk gelmiş. Öte yandan İngiltere’de ekonomik kriz olduğu günler (2009), kitap alan kişi sayısı zaten sınırlı… Hal böyle olunca iki yıl sonra ekmek teknesini kapatma noktasına gelmiş. Bu suçluluk duygusu ve kabaran borçları nedeniyle Sarah tekneyi artık hareket ettirmeye karar vermiş. Tekneyle altı ay dolaşan Sarah, bu dönemde kitapların karşılığında para kadar, eşya veya hizmet de almış. Şimdiye kadar takas sistemiyle yapılan ödeme kalemleri arasında yiyecek, süt, erzak alışverişi, saç kesimi, ayakkabı ve parfüm bulunuyor. Hatta bazı kitapseverler aldıkları kitapların bedelini, teknesinde duş olmayan Sarah’ya evlerinde duş yaptırarak ödemişler. İngiltere kanallarında Twitter’a rotasını yaza yaza ilerlediği için, bir keresinde Bath şehri yakınlarındaki kanalda ona bir sepet taze sebze bırakan bir kitapsever bile olmuş. Tekne yoldayken deyim yerindeyse başına gelmeyen kalmamış: içine kusulmuş, (afedersiniz) üstüne işenmiş, içini su bile basmış! Bütün bunlardan yılmış olacak ki Sarah’nın teknesi şu an yine ülkenin orta bölgesinde yer alan Barton Marina’da kalıcı olarak bağlı duruyor. Tüm hafta sonları ve tatil günlerinde de (artık) açık.
Sarah, Yüzen Kitapçı ile bütün yıl yetecek kadar para kazanamadığı için yılın belli dönemlerinde başka bir kitabevinde çalışıyor ve metin yazarlığı yapıyor. Zaten eskiden gazeteciymiş. Teknesiyle ülkenin dört bir tarafındaki edebiyat ve sanat festivallerine gitmeye çalışıyor, yılda bir kez de Londra’ya geliyor. Sarah bu yılın Nisan ayında teknesinde yaşadığı maceraları “The Bookshop That Floated Away” başlığıyla kitap olarak da yayımlattı. Kitap burada satılıyor.
İncelemek isteyenler için Sarah’nın internet sitesi de şurada: The Book Barge
2 Comments